Görmek ve görme duyusu birbirine karıştırılmamalıdır. Görme yeteneği görme duyusunun bir parçasıdır. Görme yeteneği, görmek için gereklidir ve öğretilemez, biz de görmeyi sonradan öğrenemeyiz. Keskinlik, hareket ve kontrastı algılayabilmek için ilk önce görme duyumuzu kullanırız. Bu duyumuzu kullanarak hem kendimizi koruyabilir hem de hareketlerimizi kullanabiliriz. Böylelikle çevremize anlamlı tepkiler verip, öğrenebilir, sosyalleşebiliriz.
Bu yazıyı görmenin önemini kavramak ve eğitim faaliyetlerimizi planlarken bu durumu gözden kaçırmamak için yazıyoruz. Pek çok otizmli çocuğun ve gelişim geriliği yaşayan çocuğun eksik gelişen bu duyusu nedeniyle yaşadığı zorlukları okudukça daha net kavrayacak ve evet benim öğrencimde veya çocuğumda bu koordinasyon ve yetenek pek gelişmemiş yada şükürler olsun bunu yapabiliyor diyeceksiniz. Görme duyusu neden bu kadar önemli bunu yazımızı okudukça daha iyi fark edeceksiniz. Bir sonraki yazımızda da senkronize olamayan görme duyusundan bahsedecek ve sizi daha da aydınlatacağız.
Görme, görme yeteneğinden farklı olarak doğduğumuz anda edindiğimiz bir yetenek değil ancak duyularımızı entegre ettikçe geliştirdiğimiz bir yetenektir.Büyürken gördüklerimizden anlam çıkarmayı öğreniriz. Nasıl? Hareket ederek! Tüm öğrenmenin temeli olan hareket, gözle görme yeteneğinden anlam çıkarmayı öğretir. Taktil duyu, işitme duyusu ve vestibüler duyu görme üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Şimdi görme neleri kapsar bakalım
-Hareketi fark etmek
-Derinlik algısı: Çevredeki objeleri veya mekanı üç boyutlu görme. Kişi ve objeler arasındaki yaklaşık uzaklığı algılama.
-Sabit görsel alan: Hangi objelerin hareket ettiğini hangi objelerin durduğunu anlama.
-Uzaysal ilişkiler: Kişinin her iki yanını da referans alması sağ/sol, ön/arka, yukarısı aşağısı. Objelerin bir birine ve kişiye olan uzaklığını algılama.
-Görsel ayırt etme: Büyüklük, şekil, model, form, pozisyon ve renkler arasındaki benzerlikler ve farklılıkların farkına varabilme.
-Form sabitliği: Bir form, sembol ya da şeklin büyüklüğü, pozisyonu ve hatta dokusu değişse dahi onu eşleyebilme, ayırabilme, kategorize edebilme. Bir harfin ”u ”mu yoksa ”n” mi, ”b” mi yoksa ”d” mi olduğunu anlayabilme yeteneği.
-Görsel şekil zemin ayırımı: Ön ve arka plandaki objeleri ayıt etme, sayfadaki bir kelimeyi ve ya kalabalıktaki bir yüzü ayırt etme.
-Görsel dikkat: Bir aktivitede yeterli süre boyunca, gözler, beyin ve vücudu bir arada kullanma.
-Görsel hafıza: Kişinin daha önce gördüğü bir şeyin detaylarını fark etme, bağdaştırma, hafızada tutma ve hatırlama.
-Ardışık hafıza: Kelimeleri ve resimleri bir sıra içinde hatırlama, seriyi hatırlama. Bu özellik okuma ve yazma için önemlidir.
-Gözünde canlandırma: Objeleri insanları yada olayları kişinin aklında şekillendirmesi ve hayata geçirmesi. Dil gelişimi için en önemli özelliktir.
-Görsel-duyusal entegrasyon: Dokunma, hareket, denge, postür, duyma ve diyer duyusal mesajları görme birleştirme.
Görme motor yetenekleri şunları kapsar:
el göz koordinasyonu: Gözlerin ince motor görevi görevlerini yönlendirebilme yeteneği. (Deliğe tahta çakma, boncukları ipe dizme,giyinme, yazma, fotoğraftakinin aynısını bloklarla yapma, el işi ile çalıştırılan oyuncakları çalıştırma gibi görevler.)
ayak göz koordinasyonu: Gözlerin kaba motor görevlerini yönlendirme yeteneği. (sek sek oynama, banyo küvetinin içine girme, topa ayakla vurma gibi görevler.)
kulak göz koordinasyonu: Gözlerin bir harfi görme, mesajı daha önce depolanmış bilgi ile entegre etme ve o harfi bir kelime içinde kullanma yada söyleme yeteneği.
Görsel ayırt etme ve görme- motor yetenekleri gelişmiş olan bir çocuk mutlaka, küçükken etrafında daha çok bakmış, çok hareket etmiş ve farklı duyusal deneyimler denemiştir.Objelerin uzayda nerede olduklarını tam olarak anlayabilir ve bloklarla üç boyutlu şekiller yapabilir.Bir yürüyüşe katılırsa herkesle aynı yöne hareket edebilir.
Kaynak: Senkronize Olamayan Çocuk Carol Stock Kranowitz, M.A.