Otizmli çocuk ve gençlerin uyku problemlerini araştırırken bir araştırma makalesine denk geldim ve oldukça ilgimi çekti. Stanford Üniversitesinden araştırmacılar ev ortamında bir araştıma yapmanın klinik ortam veya hastane ortamından daha etkili ve aynı zamanda ucuz maliyetli olacağını düşünerek otizmli 3 ila 25 yaş arası bireylerden oluşan 80 katılımcılı bir araştırma yapmışlar. Ayrıca buna ek olarak tipik gelişim gösteren 40 kadar çocukla da aynı araştırmayı yaparak eş güdümlü çalışmışlar. Henüz araştırma sonuçlarını yayımlamamışlar ama eldeki bazı veriler oldukça dikkat çekici.
Öncelikle araştırmanın yapılabilmesi için genellikle katılımcının geceyi kafa derisine, bacaklara ve göğüste yapışmış 21 elektrotla kablolu olarak laboratuvarda uyku geçirmesini gerektirdiğini bunu ev ortamında yapabilmek için de otizmli çocuk ve gençlere sistematik duyarsızlaştırma yaparak bu elektrotları giymelerini sağlamışlar. Giyilebilir şekilde hazırlanan bu mateyalleri takmalarına izin versinler diye özellikle dokunsal duyumlara duyarlı çocuklar için daha özel bir sistematik duyarsızlaştırma protokolü uygulanmış.
Otizmli çocukların zayıf gece uykuları, uykuya geçememe, sık sık bölünen uyku gibi problemlerinin özellikle büyüme çağında olanları çok etkilediği biliniyor. Uykunun zihin ve fiziksel gelişime olan katkısı küçümsenemeyecek kadar azken otizmli bireylerin bu soru başka yeni sorunları da beraberinde getiriyor. Kötü uyku geçmişi ve düzeni olan çocuklar daha çabuk uyarılıyor ve uyarana maruz kalıyor. Yinelenen davranışlar, dikkat problemleri, sosyal ilişkilerde bozukluk ve daha çabuk öfkelenme uykusuzluğun katkı sağladıklarından yalnızca bir kaçı. Kronikleşen uyku bozuklukları yalnızca çocuğu değil anne baba ve hatta kardeşleri de etkiliyor anne ve babanın stres ve kaygı dolu zamanları çocukları ile olan ilişkilerini de etkiliyor.
Bilim adamları endişe ve kaygının yanı sıra nörobiyolojik işlev bozukluklarına varana kadar bireylerin uyanık kalmasına neden olan faktörleri araştırmaya başladı. Araştırmaya katılan çocuklardan Bramli ilk kez teste girdiğinde sorunlardan bir tanesini buldular. ”Uyku apsesi ”, nefes almanın gecenin bir saatinde bir kaç saniyeliğine durduğunu ve bilinçsiz mikro uyanışını tetiklediğini fark ettiler. Bramli bir anda uyanıp derin derin soluklanıyor ağlamaya başlıyor. Bademcikler, geniz eti gibi yumuşak dokuların da solunumu tıkamasından veya yavaşlatmasından kaynaklanan uyku kesilmelerinin otizmli Bramli için ne kadar önemli olduğunu testin ilerleyen aşamalarında anladılar.
Bramli daha sonra bir bademcik ve bir geniz eti ameliyatı geçirdi. İyileşme sürecinden sonra durmu değerlendirmeye giden araştırmacılar büyük bir fark olduğunu gözlemledi. Yeni test sonuçlarına göre Bramli daha derin uyuyor, daha az ağlayarak gününü geçiriyordu. Annesi gününü daha dengeli geçirdiğini, sabah daha geç uyandığını ve çocuğunun daha az manik ruh halinde olduğunu söylüyor. Araştırmacılar otistik çocukların % 32’sinin uyku apnesine sahip olduğunu bunun tipik gelişmekte olan çocuklardan daha yüksek bir oranda görülme sıklığı olduğunu gösteriyor. Bu da uyku sırasında savunmasız olan otizmli bazı çocukların beyinlerinin bazı bölgelerine daha az oksijen gittiğini göstermektedir. Araştırmayı yapan nörologlar uyku apsesinin her çocuk için endişe verici olduğunu söylüyor. Ayrıca uykusuzluğun hiperaktivite ile ilişkili olduğunu da şu şekilde açıklıyorlar ” uykusuz genç ve çocuklar aşırı aktif kalarak kendi yorgunluklarıyla savaşmaya çalışır ”.
Bu konu hakkında yapılan bazı araştırmalar da otizmli çocuklarda melatonin salgılamada bir mutasyon olduğu diğer insanlara göre daha düşük melatonin hormonu salgıladıklarını ortaya koymuştu. Hatta bazı çocuk ve gençler için melatonin tedavisi yapılmasının uyku düzenine fayda sağlayabileceğini belirten nörologlar oldu. Ayrıca çoğu nörolog, kötü hijyenik ortamda uyuma, kötü yatma alışkanlıkları( vidyo izleyerek uyuma,uyumadan önce bol kafein tüketimi gb.) , epilepsi nöbetleri gibi pek çok olası faktörü göz önüne alarak çok geniş bir açıyla uyku sorununu ele almak gerektiğini düşünüyor .
Araştırmacılardan O’Hara, ailelere uyku bozukluklarının genellikle tedavi edilebildiğini söyleyerek umut veriyor. Otizmde uyku sorunlarının nedenleri hala araştırılmakta. Öncelikle ailelere bu sorunu aşmak için doktora gitmelerini ( önce psikiyatrist değil )ve uyku apsesi, geniz eti, düşük melatonin hormonu salgılamak gibi bir sorun olup olmadığını öğrenmelerini tavsiye ediyor. Daha sonra ise daha sıcak veya daha soğuk bir yatak tercihini denemelerini böyle basit bir etkenin bile uykusuzluğu tetiklediğini biraz çocukları için gözlem ve değişiklikler yapmalarını tavsiye ediyor. Kolayca gözlem yapamayacağınız bacak krampları gibi şeyler çocuklarımızın uykularını bölüp onları huzursuz edebilir. İlaç tedavileri gerekli görüldüğünde mutlaka uygulanabilir.
Örneğin kötü uyku alışkanlıkları olan çocuklarda anne ve babaların daha farklı uyku rutinlerini çocuklarına sunmaları gerekiyor. Başlarken uyku öncesi vidyo izleme süresini kısaltmak, daha az kafeinli içecek tüketmek, rahatsızlık ve enerji veren yiyecekleri yatmadan önce yememek, rahatlatmaya yönelik masajlar ve ya şarkılar mırıldanmak iyi bir başlangıç olabilir diyor O’Hara.
Otizm belirtilerini tamamen hafifletmemiş olamasına rağmen bademcik ameliyatının bile ne kadar önemli olabileceğini aktaran bir diğer araştırmacı Malow ise genç bir kızın ameliyat sonrasında kendi etrafında dönmesinin kaybolmaya yaklaştığını, hiperaktivitesinin azaldığını ve biraz daha dikkatli hale geldiğini belirtmiş. Önemli olanın fiziksel bir kontrolden sonra gerekli tedbirlerin alınıp ( ihtiyaç varsa tıbbi destek, ameliyat gb.) sonrasında ise yapılandırılmış ve taviz verilmeyen bir uyku öncesi rutini oluşturmak olduğunu unutmayalım. Umarız bu makale sizler için faydalı olmuştur. Yorum kısmına yorum yazarak bu konudaki deneyim ve görüşlerinizi aktarmanız bu sorunu yaşayan pek çok aile ve çocuk için faydalı olacaktır. Bizler bir birine destek olması gereken aile, öğretmen ve arkadaşlarız.
Çok faydalı bir bilgi paylaşımı olmuş tesekkurler
Bebeğim 33aylik 20aylikken risk grubunda olduğunu fark ettik. Hemen eğitimlere başladık gerçekten çok yol aldık. Uyku sorunu eğitimlere başlamadan önce çok fazlaydı anne baba olarak sürekli uykusuz kaliyor ve hayatinimizi olumsuz etkiliyordu. 1 haftadır çocuğum tv ye fazla bakmaya başladı ve yine uyku sorunları basgostermeye başladı. Uykunun çocukların izlediği çizgi film reklam gibi kısa sürede görüntü değiştiren şeyler nedeniyle etkilendiğini düşünüyorum.
Selam benimm oğlum da 14 aylık nasıl fark ettiniz risk grubunda olduğunu