Fiziksel şartların çocuk ve yetişkinlerin öğrenme yaşantılarını etkilediğini ortaya koyan pek çok çalışma bulunmaktadır. Öyle ki bir çok eğitim öncüsü fiziki şartların önemini anlatmak için oldukça ilginç cümleler kullanmaktadır. Korkunç bir mimarinin ve sınıf düzenlemesinin korkunç bir nesil yetiştireceğini düşünecek kadar ileriye gidenler hatta bazı okulların çocukların öğrenme isteklerini katlettiğini söyleyenler bile bulunmakta. Bizler okul yöneticileri, öğretmenler ve veliler olarak ne yapabiliriz sorusunu son zamanlarda tekrar tekrar sorma ihtiyacı hissettik.
Türkiye’de bulunan okulların neredeyse tamamı modern mimariden uzak geleneksel sınıf dizaynına sahip. Bu durum özel okullarda bile çok nadir olarak değişmektedir. Oysa modern çağın gereklerinden biri de insan yaşamındaki fiziki şartların iyileştirilerek hayata devam etmesidir. Okullarımızı yıkıp yeniden yapamayacağımıza göre basit ve az maliyetli düzenlemeler ile fark yaratarak çocuklarımızın değerli vakitlerinin geçtiği bu mekanları öğrenmeye ve hayata karışmaya hazır hale getirebiliriz.
Mimarların unuttuğu en önemli şeylerden biri de ışık dengesinin sağlandığı bir çok alanda kullanılabilecek esnek mekanlar. Öncelikle aydınlık ışık dengesi sağlanmış büyük dersliklerin yanı sıra bireysel öğrenme ve dinlenme ihtiyaçlarını sağlayacak alanların yaratılması gerekmekte. Okullardaki yanlış uygulamalardan biri de bireysel öğrenme alanlarının azlığı veya hiç olmayışıdır. Ayrıca ses ve ısı yalıtımı yapılmamış okul binaları ve derslikleri öğrenmede büyük bir dezavantaj olmaktadır. Yine okullarımızın bir çoğunda öğrencilerin eğlenerek dinlenebilecekleri mekanlar yerine boş koridorlar bulunmakta. En önemli eksiklerden ve bir an evvel tamamlanması gereken şey ise özel gereksinimi olan bireyler için düzenmiş ortamlardır. Özellikle fiziki yapıda olsun diye yapılmış ve kullanılamayan engelli rampaları, asansörleri, sınıf düzenlemeleri yetersiz kalmaktadır. Eğitimde fırsat eşitliği dikkate alındığında okullarda özel eğitime muhtaç bireylerin haklarının korunamamış olması çok üzücüdür.
Bir diğer problem ise okulların doğa ile olan bağlarının kesilmesi, öyle ki okulların küçücük bahçeleri bile çimen ve topraktan, ağaçtan uzak bırakılmaktadır. Doğa ile iç içe ve doğal yolları kullanarak öğrenen çocukların bir kaç adım önden gittiğini kimsenin inkar edeceğini düşünmüyoruz. Artık çocuklar yeşile doyamadan toprakla oynayamadan koca betonların arasında vakit geçiriyor. Okullarımızda çimenler için ayrılan bölümlere çocukların el sürmesine bile izin verilmiyor.
Gelelim neler yapabileceğimize, emin olun basit düzenlemelerle bile fark yaratabilirsiniz. Bir okulun koridorlarından sınıfa sadece boya ile yapılabilecek pek çok değişiklik var. Bahçede eğlenceli vakit geçirebilecekleri oyun alanları dinlenme mekanları yaratılması ise devasa oyun park alanlarına gerek kalmadan düşük maliyetli çözümlerle yapılabilir. Yeter ki siz daha farklı bir okul ve eğitim düşünün uygulanabilecek milyonlarca fikir çıkar. Bir kaç örnek ile size modern mimari ve fark yaratan okul ve kreşler aktivite merkezleri göstereceğiz.