Merhaba, belkide bazılarınızın çoktan okuduğu yayınladığı ülkelerde satış rekorları kıran 15 dile çevrilmiş bir kitabın tanıtımını yapmak istiyorum. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Süper İyi Günler kitabının tanıtım bültenine göz atmanızı ve bir an önce bu kitabı temin edip okumanızı umut ediyorum. İçinde Otizmli Christopher Boone adlı çocuğun hayat hikayesini bulacaksınız.
Yazarı Mark Haddon özel çocuklar ile çalışan biri ve bu kitabı otizmli bir çocuğun gözünden baktırarak okuyucularına eşsiz bir deneyim sunuyor. Romanı özellikle otizmli çocukların ailelerinin ve öğretmenlerinin hatta otizmli bireylerle arkadaşlık yapan yetişkinlerin de okumasının güzel olabileceğini düşünüyorum. Otizmin çok farklı yanlarını ortaya koyarak benim çocuğum, öğrencim veya arkadaşım da böyle düşünüyor olabilir mi sorularını sordurtan yeni bakış açıları kazandıran bir kitap olacaktır.
Ve sizler için küçük bir alıntı :
” İnsanlar öldüğünde bazen tabutların içine konurlar,bunun anlamı tabut çürüyene kadar,yani uzun bir süre toprağa karışmayacak olmalarıdır. Ama annem yakılmıştı. Yani bir tabuta konup yakılmış ve kül ve dumana dönüştürülmüştü. Küle ne olduğunu bilmiyorum ve krematoryumda sormadım, çünkü, cenazeye gitmedim ama duman bacadan çıkar ve havaya karışır ve bazen gökyüzüne baktığımda orada yukarıda annemin moleküllerinin olduğunu düşünüyorum, ya da Afrikada ya da Antartikada ki bulutlarda olduğunu ya da Brezilyadaki yağmur ormanlarına yağmur olarak yağdığını ya da başka bir yere kar olarak yağdığını.”
İnsanlar kafamı karıştırıyor.
Bunun iki temel nedeni var.
İlk neden, insanların hiç kelime kullanmadan bir sürü şey söylemeleri. Siobham, tek kaşını kaldırmanın bir sürü anlama gelebileceğini söylüyor. Bu ifade “Seninle seks yapmak istiyorum.” anlamına gelebilirmiş, ayrıca “Biraz önce söylediğim şeyin aptalca olduğunu düşünüyorum.” demek de olabilirmiş.
Bu komik bir kitap olmayacak. Espri yapmasını bilmiyorum çünkü onları anlamıyorum.Esrarengiz bir cinayet ve bu cinayeti aydınlatmaya çalışan, dünyanın en dikkatli dedektifi: Christopher John Francis Boone. 15 yaşındaki dedektifimiz, yaşadığı sokaktan öteye tek başına hiç gitmemiş ama astronot olmak istiyor, dünya üzerindeki bütün ülkeleri ve onların başkentlerini sayabiliyor bir de 7.507’ye kadar bütün asal sayıları…
İngiltere’de yayımlandığı günden itibaren satış rekorları kıran ve bugüne kadar 15 dile çevrilerek 32 ülkede okuyucuyla buluşan Süper İyi Günler sizin de favoriniz olacak.Başından sonuna kadar sürükleyici bir tema çerçevesinde yazılmış olması nedeniyle benzerlerinden farklı olan bu kitabın otizm gibi anlaşılması çok zor ve ciddi bir sorunla karşı karşıya kalan ailelerin çocukların daha iyi anlamalarında büyük fayda sağlayacağına inanıyorum.
Bunun iki temel nedeni var.
İlk neden, insanların hiç kelime kullanmadan bir sürü şey söylemeleri. Siobham, tek kaşını kaldırmanın bir sürü anlama gelebileceğini söylüyor. Bu ifade “Seninle seks yapmak istiyorum.” anlamına gelebilirmiş, ayrıca “Biraz önce söylediğim şeyin aptalca olduğunu düşünüyorum.” demek de olabilirmiş.
Bu komik bir kitap olmayacak. Espri yapmasını bilmiyorum çünkü onları anlamıyorum.Esrarengiz bir cinayet ve bu cinayeti aydınlatmaya çalışan, dünyanın en dikkatli dedektifi: Christopher John Francis Boone. 15 yaşındaki dedektifimiz, yaşadığı sokaktan öteye tek başına hiç gitmemiş ama astronot olmak istiyor, dünya üzerindeki bütün ülkeleri ve onların başkentlerini sayabiliyor bir de 7.507’ye kadar bütün asal sayıları…
İngiltere’de yayımlandığı günden itibaren satış rekorları kıran ve bugüne kadar 15 dile çevrilerek 32 ülkede okuyucuyla buluşan Süper İyi Günler sizin de favoriniz olacak.Başından sonuna kadar sürükleyici bir tema çerçevesinde yazılmış olması nedeniyle benzerlerinden farklı olan bu kitabın otizm gibi anlaşılması çok zor ve ciddi bir sorunla karşı karşıya kalan ailelerin çocukların daha iyi anlamalarında büyük fayda sağlayacağına inanıyorum.