2 Nisan otizm farkındalık gününde neyi farketmelisin?
Öncelik erken tanıya verilmiştir. Otizmin özelliklerini bilir ve etafındaki çocukları gözlemlersen küçük yaşlardaki otizmli olan bir çocuğu fark edip onu ve ailesini yönlendirebilir, eğitimine erken başlamasını sağlayıp hayatını değiştirebilirsin. Eğer otizmin ne olduğuna dair fikrin yoksa oyuncakları amaç dışı kullanan, dönen şeylere ilgi duyan, gecikmiş konuşması olan bir çocuğun ailesine ne istiyorsun çocuk oynuyor işte, babası da geç konuşmuştu erkek çocuğu geç konuşur dersin ve erken tanı almasına mani olursun.
Çocuğunun gittiği okulda tüm velilerin bahsettiği şu tuhaf çocuk var ya, hani çocuğunu sıkı sıkı tembihlediğin, her olumsuz durumda müdüre koştuğun, çocuğum ondan korkuyor dediğin. İşte o yavrunun senin çocuğunla aynı okula gitmesinin yasal bir zorunluluk olduğunu bilirsin ve müdüre koşar adımlarla gitmemen gerektiğini de. Çocuğunun tuhaf arkadaşına destek olması ve iyi iletişim kurabilmesi için önerilerde bulunursun ve ikisini okul bahçesinde beraber oynarken görünce bu seni mutlu eder. Farklı bir çocuk olduğunu kabul eder aynı zamanda farklılıklarındaki güzellikleri görmekten keyif alırsın.
Okullarını ziyaret edersin veya onların da bulunduğu etkinliklere katırlırsın. Bazılarının çok özel yetenekleri olduğunu görür ve hayran olursun bazılarının ise otizmine ek başka engellerinin de olduğunu görür ek desteklere ihtiyacı olduğunu fark eder huzursuz olursun. Bu hayranlık veya huzursuzluk seni bağışçı olmaya itebilir yada gönüllü olmaya. Bağışçılar ve gönüllüler çocukların ihtiyaç duyduğu fiziksel mekanları, eğitim materyallerini, sosyal ortamlarını düzenleyici aktiviteler planlar. Bu planlanan aktivitelerin hayata geçebilmesi için maddi kaynak sağlar, bakanlıklar, valilikler, belediyeler, kamu kurumları ve özel firmaları bu iş için harekete geçirir, yasal düzenlemeler yada fiziki düzenlemeler talep eder.
Bir bağışcı veya gönüllü olmak için çok paraya yada çok zamana ihtiyaç yoktur bunu fark edersin. Bazı çocukların okullarının onlar için uygun olmadığını görür ve gerekli düzenlemelerin yapılabilmesi için çocuğun ailesi olmayan birinin ilk adımını atarsın. Eğitim materyallerinin eksik oluşunun büyük bir sorun olduğunu bilir ve sürekli yeni materyallere ihtiyaç duyulduğunu görürsün, temin etmeye çalışır gerekirse kendin yaparsın. Çünkü okulların ve ailelerin bütçesinin sınırlı olduğunu fark edersin.
Otizmli çocuklarla vakit geçirmenin eşsiz bir deneyim sağlayabileceğini anlatan eğitimci ve ailelerin sözlerine kulak verir ve ortak etkinliklere katılırsan bu çocuk benim çocuğum olabilirdi dersin. Zorluklarıyla, güzellikleriyle otizmli bireylerle vakit geçirmenin nasıl bir şey olduğunu deneyimlersin. Dolmuşta, apartmanda, mağazada, cafede, restoranda, okulda, sinemada, tiyatroda gördüğün manzaralar karşısında kendisinin veya ailesinin yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorabilirsin. Eğer ailesinin yardıma ihtiyaç duymadığını fark ettiysen orada kalabalık etmenin, göz ucuyla ikide bir onların olduğu tarafa bakmanın hoş olmayan bir davranış olduğunu bilirsin, dedikodularını yapmazsın.
Öğrenim çağını bitirmiş yetişkin otizimli bireyler için iş imkanı sağlayabilmek adına çalışmalar yapabilirsin. Yarı zamanlı veya tam zamanlı işler ayarlayabilirsin. Ekmek aldığın fırında, ilaç aldığın eczanede, kurabiyelerine bayıldığın pastanede, gittiğin gitar kursunda, alış veriş yaptığın markette, fotoğrafçında kısacası her yerde sanki hep oradalarmış gibi çalıştıklarını görmekten mutluluk duyarsın. Hayata, farklılıkları deneyimleyen insanlardan olduğun ve bundan gurur duyduğun, utanmadığın, çekinmediğin için teşekkür edersin.
İşte farkındalık etkinlikleri bunlar gibi pek çok sebep için yapılır. Otizm farkındalık etkinliklerinin bu kadar ses getirmesi ise her 68 çocukta bire düştüğü ve bu oranın hızla değiştiğini bildirmek, acil önlemler almak içindir. Yaşam kalitelerini arttırmak için gerekli önlemleri almalı, koşulları beraber oluşturmalıyız. Otizmi fark et, bizimle ol ! Aynı dünyada yaşıyoruz, biz bu hayatı birlikte paylaşıyoruz.