Merhaba. Covid-19 virüsü nedeniyle okula ara vermek zorunda kaldık. Corona virüsten en çok etkilenen gruplardan biri de özel eğitim alması gereken bireyler ve aileleri oldu. Genel olarak ailelerimiz çocuklarının huzursuz, öfkeli ve başa çıkılamaz ölçüde takıntılı davranışlar sergilediğini belirtiyor. Öncelikle şunu kabul edelim yaşadığımız süreç salgından etkilenmiş boyutumuz düşünüldüğünde çocuklarımızın verdiği tepkiler gayet olağan. Bizler yetişkin olarak kendimizi çaresiz, köşeye sıkışmış ve tükenmiş hissedebiliriz.Şimdi biraz sakin olup kendimize evde özel eğitim için yol haritası çizelim mi?
Belirsizlik bizi kaygılandırıp strese sokuyor dolayısı ile duygularımızı regüle etmekte zorlanıyoruz tıpkı çocuklarımız gibi. Belki evde kalamıyoruz çalışmak zorundayız çocuklarımızı evde bırakıyor çalışmaya gidiyor ve eve dönüşümüzde salgına yakalanma ve taşıyıcı olma korkusu yaşıyoruz. Belki evde kalabiliyor, çocuklarımız ile karantinayı deneyimliyoruz. Önemli olan bunu nasıl karşıladığımız ve kendimizin, çocuklarımızın fiziksel ve ruhsal sağlığı için yol haritası oluşturmak.
İlk önerimiz şu eğitim alamıyoruz, destek alamıyoruz, ders yapamıyoruz ama kesinlikle yapmalıyız korkusu ve telaşı ile başa çıkmayı öğrenelim. Biz sakin kalalım ki çocuklarımız da kalsın. Stres altındayken ve bunu çocuğumuza yansıtıyorken nasıl keyifli bir ev ve öğrenme ortamı oluşturacağız? İlk kural şu SAKİN KAL!
Peki ne yapalım? Biraz müzik kime iyi gelmez ki ? Kendimizin ve çocuğumuzun sevdiği müzikleri, şarkıları ve müziğin şifa gücünü kullanalım. Dans etmek her çocuğun hoşlanacağı bir etkinlik olmayabilir ama biraz dans etmeyi denemek, ritme ayak uydurmak ve bazen işler sarpa sardığında çılgınlar gibi dans etmek çocuklarımıza ” Hey anneme/ babama neler oluyor? ” şaşkınlığı yaşatsa dahi güzel sonuçlar doğurur. Sadece rahatlamak için değil elbette taklit becerisi çalışmak, basit veya karmaşık dans hareketleri öğretmek, öğrenilmiş taklitleri tekrar etmek için güzel bir yol. Bir anda müziği kesip çocuğumuzdan tepki beklemek, müziğin devam etmesi için bir mimik, ses, kelime,cümle beklemek ve ona bunu başarması için yardımcı olamak. Bazen çocuğumuzun bildiğinden emin olduğumuz şarkıları söylerken yarım bırakmak ve tamamlamasını beklemek.
Bazen de şunu yapmak gerekir. Duruma ve ihtiyaca göre şarkı uydurabiliriz. Öfkeli çocuğumuz için örnek olarak ” Çok kızgınım of ne yapayım? Az biraz sakinleşip derdimi anlatayım ” şarkısı gibi. Yahut öğretmek istediğimiz bir beceriyi davranışı belli bir ritimle şarkı haline getirmek. ”Önce başım, sonra sağ kol, sonra sol kol çek çek çek tişörtünü çek. ”
Ve biliyorsunuz en çok zorlandığımız şey çocuklarımızın duygularını bize aktaramaması ve onların ailem beni anlayamıyorlar çelişkisi. Öyleyse neden onun duygularına şarkılar ile karşılık vermiyoruz? Yemek yemeyi reddediyorsa ” İstemiyorum ne patates ne de çorba. Aç değilim, kızgınım. İstiyorum biraz cips veya çikolata. ” İşte bu kadar basit sadece onun ne istediğini bildiğimizi ve duygularının farkında olduğumuzu dillendirmek bile çok şey fark ettirir.
Bir uyarı! LÜTFEN MÜZİK DİNLERKEN VİDYO SİTELERİNDEN AÇSAK BİLE SADECE MÜZİĞİ DUYMASINI SAĞLAYALIM. VİDYO BAĞIMLISI OLMAYALIM. TELEFONU,BİLGİSAYARI,TABLETİ HER NE KULLANIYORSAK ONU ULAŞAMAYACAĞI BİR YERDE TUTALIM. Ufak bir öneri bluetooth hoparlörler veya youtube mp3 gibi uygulamalar işimizi kolaylaştırabilir.
Özellikle otizmli çocuklarımız rutinlerine çok bağlılar ve okul, rahabilitasyon merkezleri, devam ettiği terapiler ve etkinlikler bir anda üstelik hepsi bir anda ortadan kayboldu. Bu durumu çocuklarımıza açıklamalı ve sık sık hatırlatmalıyız. Basit cümleler kullanarak çocukların kafasını karıştırmadan. Lütfen onlara okul yarın açılacak, sabah dışarı çıkacağız, yaparsan markete gideceğiz gibi gerçekçi olmayan ve size güvenlerini sarsacak şeyler söylemeyin. Durumu kurtarmak adına yapacağınız bu şey size büyük olumsuzluk olarak geri dönecektir. Neden dışarı çıkamıyorum? Neden okula gidemiyorum sorularını kendi kendi kendilerine anlamlandırmalarını veya durumu hızlıca kabul etmelerini bekleyemeyiz.
Önümüzdeki sürecin yaşadığımız bu salgından etkilenmişliğin uzun süreceğini biliyoruz. Öyleyse evde çocuklarımız için yeni rutinler oluşturalım. Bu onların evde geçirdiği karantina yaşamına daha kolay uyum sağlamalarını sağlar ve yaşam kalitelerini arttırır. Yeni bir rutin oluşturmak kolay olmayabilir ama denemeye değer. En çok ihtiyacımız olan şey ise görselleri kullanmak. Eğer okuma yazma bilen çocuğumuz varsa rutinleri yazarak da oluşturabiliriz.
Neden görsel kullanarak rutin oluşturmalıyız? Neyin ne zaman olacağını gününün nasıl geçeceğini bilmek onun hakkı. Öyleyse bunu çocuğa aktaralım. Görsel zaman çizelgeleri, şimdi sonra kartları, takvimler kullanalım. Bu bir etkinlikten diğerine geçişi kolaylaştıracak ve çocuğunuzun itiraz edip isyan etmesinin önüne geçecek. Otizmli çocukların çoğu dili anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük yaşıyor. Resimler, fotoğraflar, semboller, rutinleri oluşturmamızda bize yardımcı olacak.
İnternette günlik rutin veya daily routine diye aratarak örnekler görebiliriz. Birde etkinlik çizelgesi oluşturalım. Etkinlik çizelgesi oluştururken çocuğumuza seçenek sunalım. Boya mı yapmak istersin/lego ile oynamak mı? Müzik mi dinlemek istersin/ köpük balon yapmak mı? Çocuklarımıza seçenek sunarak oluşturacağımız rutinler ve etkinlik çizelgelerini takip etmek ve tamamlamak daha kolay olacak.
Rutin çizelgesi oluşturmak için çıktı alma imkanınız yoksa evdeki dergi ve gazetelerden resimler kesebilir veya kağıda sembolleri siz çizebilirsiniz. Yemek için tabak kaşık çatalın olduğu bir görsel, diş fırçalama için fırça resmi, ipe boncuk dizme için ip ve boncuk gibi. Yapamayacağımız etkinlikleri veya yapabileceğimizden emin olmadıklarımızı çocuğumuzun günlük rutinine koymayalım. Çok zorda kalmadıkça rutindeki etkinlikleri değişmeyelim. Eğer etkinliği yapamayacaksak çocuğumuza nedenini açıklamalıyız.
Ev işlerini yapmak ile çocuğumuzla ilgilenmek arasında bunaldıysak lütfen sesimize kulak verin. Ev işleri çocuklarımızın hem öğrenmesi hemde duyusal girdi alması için önemli. Siz yemek yaparken ona da yaşına uygun olacak ve tehlike içermeyecek şekilde gıda verebilirsiniz. Özellikle mercimek, pirinç, bulgur, nohut, fındık, ceviz gibi farklı dokulara temas etmek, çıkardıkları sesi dinlemek, bir kaptan diğerine aktarmak güzel olacaktır. Uygun önlemler alıp su ile oynamasına izin vermek, suyun içinden farklı dokudaki malzemeleri çıkarmak, doldur boşalt yapmak da hem keyif alacağı hem de duyusal uyaran alacağı etkinlikler olacaktır. Pirincin içine kartlar, oyuncaklar saklamak ve bulmasını istemek gibi çeşitlendirebilirsiniz. Birlikte yapabileceğiniz gıda hazırlama içecek hazırlama sonrası ev pikniği, balkon pikniği yapmak çocuğunuzun ve sizin hoşunuza gidebilir.
Tüm bunları yaparken ve planlarken çocuklarımızın duyusal hassasiyetlerine önem verelim. Davranış problemlerinin büyük bir çoğu duyusal hassasiyetlerden kaynaklanıyor. Ses hassasiyeti, koku, ışık, dokunsal hassasiyet ve daha pek çoğu. Eğer bu konuda evde önlem alabilir ve çocuğumuzun duyusal ihtiyaçlarını karşılayabilirsek çok daha rahat bir karantina dönemi geçireceğimizden eminim. Bu konuyu daha sonra geniş bir şekilde ele alacağız.
Son olarak ben kötü bir anneyim/babayım/ kardeşim onun için hiç bir şeyi planlayamıyor ve başa çıkamıyorum diye düşünmeyin. Herkesin zorlandığı bir dönemdeyiz. Özellikle sosyal platformlarda sanki bir yarış içerisindeymiş gibi davranan, size onu yapın bunu yapın diye emirler veren, yapmazsanız kötü bir ebeveyn olacaksınız hissi veren insanlara kulak asmayın . Siz elinizden gelen çabayı göstermek için adımlar atın. Kendinizi birazcık zorlayın ama ne çocuğunuza ne de kendinize zorbalık yapmayın.